Umut Mehdi Gençliği





"Gəlməz sənə tay qardaşım, aş gözlərün səs vermənə, gəldim diyəm vay qardaşım. Ay qardaşım, ay qardaşım, gəlməz sənə tay qardaşım. Ox cani ahünnən dəyib, tire niqahünnən dəyib. Üç şöbə bir peykan gəlib, düz səcdəqahünnən dəyib, bu yaralar alnunnan dəyib, çəşme siyahünnən dəyib, bu qanli gözlərdən mənə bir busa ver ay qardaşım. Bax atəşe ehsasimə, ot vurdular iflasimə, dünyanı qursək qəhrəman, çatmaz mənim Əbbasimə. On gün Məhərrəm bir yana, bu qüssəli qəm bir yana, min qarə pərçəm bir yana, bu qanalı pərçəm bir yana, alnundəki ox bir yana, heç çəs sayammaz yarövı, saysmn özün say qardaşım. Sərvi gələr yel sındırar, gül şahəsin sel sındırar,
qardaş gəmi bel sındırar. Sındı dilavər ləşgərim, dograndi yəksər ləşgərim, asudə yat sənnən sonra, Zeynəb olar sərləşgeri..."


dur yatma uyan gardaş bacın ZEYNEBİ aglar goyma gardas ,menı ALEMDARSIZ goyma gardaş,korpe balaları tek goyma gardaş,dur yatma uyan yaralı gardaş meni su bela colunde tek goyma gardaş,,,LEBBEYK YA EBALFAZL ALEYHISSELAM

qardaş gəmi bel sındırar. Sındı dilavər ləşgərim, dograndi yəksər ləşgərim, asudə yat sənnən sonra, Zeynəb olar sərləşgeri..."


dur yatma uyan gardaş bacın ZEYNEBİ aglar goyma gardas ,menı ALEMDARSIZ goyma gardaş,korpe balaları tek goyma gardaş,dur yatma uyan yaralı gardaş meni su bela colunde tek goyma gardaş,,,LEBBEYK YA EBALFAZL ALEYHISSELAM

Emme can babam hardadı,
Emme babam hardadı
:'( :'(


Hz Ebul fazlın en büyük fazileti nedir;
Dedim ki en büyük fazileti odur ki o faziletin babasıdır .
Başı dik idi. Sadece Allahın karşısında eğilirdi.
Bu yüzden vurdular başına bir direk ile. Belki başı eğilir diye.
Başında direk darbesi ile düştü yere. Ama hâlâ başı sadece Allaha eğilmişti..


İmam Huseyn aleyhisselam ..



HZ FATIMA'NIN (s.a) KATİLİNE LANET OKUYANA MASUM İMAMIN DUASI (PAYLAŞALIM) ..
Beşşari Mekkarî şöyle rivayet ediyor: Kufe’de İmam Caferi Sadık Aleyhisselam’ın huzuruna vardım. İmam Aleyhisselam hurma yemekle meşgul idiler. İmam Aleyhisselam; “Beşşar! Otur bizimle hurma ye.” buyurdu. Ben cevaben şöyle arzettim: Sana feda olayım! Gelirken kalbimi inciten bir manzarayla karşılaştım, rahatsızlıktan bir şey yiyemiyorum! İmam Aleyhisselam, “Yolda ne gördün?”diye sordu. Beşşar: Yolda gelirken memurlardan birinin bir kadını dövdüğünü ve onu hapse doğru götürdüğünü gördüm. Her ne kadar halktan yardım dilediyse, hiç kimse yardımına koşmadı! İmam Aleyhisselam: “O kadın ne yapmıştı?”diye sordu. Beşşar: Halkın dediğine göre o kadının ayağı kayıp yere düştüğünde; “Ya Fatime Selamullah Aleyha! Allah senin katiline lanet etsin” demiş. İmam Aleyhisselam bu sözü duyur duymaz ağlamaya başladı. Öyle ki mendili, mübarek sakalı ve göğsü yaş oldu. İmam Aleyhisselam: “Beşşar! Kalk, o kadının kurtuluşu için Sehle Camisi’ne gidip dua edelim.” buyurdu. İmam Aleyhisselam: O kadından bir haber elde etmek için sultanın sarayına da bir kişi gönderdi. İmam Aleyhisselam’la birlikte Sehle camisi’ne gittik ve iki rekat namaz kıldık. İmam Aleyhisselam o kadının kurtuluşu için dua edip secdeye kapandı. Daha sonra başını secdeden kaldırıp şöyle buyurdu: “Kalk gidelim, o kadını serbest bıraktılar!” İmam Aleyhisselam’la birlikte camiden çıktık. Sultanın sarayına gönderilen şahıs da yolun yarısında bizimle karşılaşıp İmam Aleyhisselam’a şöyle arzetti: “Sultanın sarayına gittim, kadını hapisten çıkardıklarını gördüm, onu hakimin yanına getirdiler. Hakim kadına şöyle dedi: “Sen ne yaptın ki memur seni yakalayıp buraya getirdi?” Kadın olayın nasıl olduğunu tarif etti. Hakim kadının sözlerini duyunca ona iki yüz dirhem verdi. Ama o kabul etmedi. Hakim kadına; “Bizi helal et, bu dirhemleri de al!”dedi. Kadın yine o parayı almadı; fakat sonuçta serbest bırakıldı. İmam Caferi Sadık Aleyhisselam bu sözleri dinledikten sonra şöyle buyurdular: “Beşşar! Bu yedi dinarı ona ver. Çünkü bu paraya çok muhtaçtır. Benim selamımı da ona ulaştır.” Beşşar diyor ki: o yedi dinarı kadına verip İmam Aleyhisselam’ın selamını ona ulaştırdığımda, o kadın sevincinden düşüp bayıldı. Ayıldığında; “İmam Aleyhisselam bana mı selam gönderdi? dedi. “Evet, selamını sana iletmemi istedi”dedim. Üç kez bu soru ve cevap tekrarlandı. Sonra benden, selamını İmam Caferi Sadık Aleyhisselam’a ulaştırmamı ve O’nun cariyesi olduğunu İmam Aleyhisselam’a söylememi ve İmam Aleyhisselam’ın duasına muhtaç olduğunu söyledi. O’nun yanından döndükten sonra, macerayı İmam Aleyhisselam’a anlattım. İmam Aleyhisselam’ da sözlerimizi dinledi ve ağladığı halde ona dua ettiler.
Kaynak: Bihar-ul Envar c. 100 s. 44

'Ey Abbas! Eğer seni de kaybedersek belim bükülür, dayanağım kalmaz, askerlerim viran olur!...'
İMAM HUSEYİN A.S

'Huseyin , gözümün nurudur.O ağlarsa arşı alem sütunları titrer...'
Hz Resulullah (s.a.a)

İmam Ali (a.s) evlendiği gece Hz. Fatıma (a.s)’ı üzgün görünce;
“Neden rahatsızsın?” dedi.
Hz. Fatıma (a.s) şöyle cevap verdi:
“Ömrümün tükendiği ve kabir evine konulacağım zamanı hatırladım. Babamın evinden bu eve göçmem, buradan kabir evine göçeceğimi hatırlattı bana. Allah aşkına gel de bu gece birlikte Allah’a ibadet edelim…”

Birisi Hz Ali'ye (a.s.) dedi : O kadar dertliyim ki sıkıntıdan ölüryorum.
Ali a.s. buyurdu : İki sual sorucam cevabını verip dermanını bulacaksın.
Adam dedi : Sor ya Ali (a.s.)
Ali a.s. buyurdu : Dünyaya geldiğin zaman bu dert seninle birlikte mi dünyaya geldi?
Adam : Hayır,
Hz Ali (a.s.) : Dünyadan giderken bu dert seninle birlikte olacak mı?
Adam : Hayır,
Hz Ali (a.s.) : Seninle birlikte gelmeyen ve giderkende seninle birlikte olmayacak olan bir dert senin bu kadar zamanını almamalı Sabırlı ol.
Yer yüzündekilere çok ümit bağlamaktansa yüzünü gök yüzündekine çevir...

"Gerçek yakınlık akrabalık bağıyla değil sevgi bağıyla olur..."
Hz. Ali (a.s)
Hz. Ali (a.s)

'Kötülük yapan kötülüğünden usanmıyorsa,
Ben iyilik yapmaktan neden usanayım..?'
Hz. Ali (a.s)
Ben iyilik yapmaktan neden usanayım..?'
Hz. Ali (a.s)

'Güvenilir kardeşler, birbirlerinin hazineleridir..'
-İmam Muhammed Taki a.s

Kim Can veriri senin gibi canana Ya Huseyn...
Gurban olum senin gibi gurbana Ya Huseyn...
Hz. İmam Rıza aleyhisselam buyururlar:
“Allah-u Mutaal Halili Hz. İbrahim’e, oğlu İsmail yerine, gönderdiği o koçu kesmesini istediğinde, Hz. İbrahim koçun gönderilmemesini, oğlunu kendi elleriyle keserek musibet ve belalarda sabır edenlere ve yüksek makamlara ulaşabilmeyi arzu ediyordu. Allah-u Teâlâ ona vahiy ederek şöyle buyurdu: “Ey İbrahim! Senin yanında Benim yarattıklarım içinde en muhabbetli olan ve sevdiğin kimdir?”
Arz etti: Rabbim! Senin Habibin olan Muhammed’den (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) başka hiç kimse benim yanımda daha mahbup değildir.
Allah-u Teâlâ buyurdu: “Ey İbrahim! O’nu mu (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) daha çok seviyorsun, yoksa kendini mi?”
Arz etti: O’nu (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) kendimden daha çok seviyorum.
Buyurdu: “O’nun (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) Evladını (aleyhisselam) mı çok seviyorsun, yoksa kendi evladını mı?”
Arz etti: O’nun (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) Evladını (aleyhisselam) daha çok seviyorum.
Buyurdu: “O’nun (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) Evladının (aleyhisselam) zulüm ve sitemle öldürülmesi mi senin kalbini daha çok üzüyor; yoksa evladını kendi ellerinle kesmen mi?”
Arz etti: O’nun (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) düşmanlarca öldürülmesi beni daha çok üzüyor.
Buyurdu: “Ey İbrahim! Kendilerini Muhammed’in (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) ümmetinden sanan bir grup, yakında O’nun (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) Evladını (aleyhisselam) şehit edip, koyunu nasıl kesiyorlarsa, O’nun (aleyhisselam) da başını öyle kesecekler. Böylelikle Benim gazap ve azabıma uğrayacaklar.”
Hz. İbrahim bunu işitince çok hüzünlenip üzüldü, o musibeti yâd etmek onun kalbini derde getirip ağlamaya başladı.
Allah-u Teâla ona vahiy etti ki: “Ey İbrahim! Hüseyin’in (aleyhisselam) şehit oluşuna ettiğin bu nale ve feryatları oğlun İsmail’i kendi ellerinle öldürmenin vereceği acı ve musibetin fidyesi olarak karar kıldım ve sana musibete uğramışların sahip olduğu yüce makamı bağışladım.”
Ve bu Allah-u Teâlâ’nın şu buyruğunun tevil ve tefsiridir: “Ve onun yerine, kesilmek üzere büyük bir koç ihsan ettik.” (Saffat, 107).
Yüce Allah’tan başka hiçbir güç ve kudret yoktur.”
Kaynak: Uyunu Ahbar-ur Rıza; c. 1, s. 166/ Cevahir-ul Siniye; s. 251/ Tevil-ul Ayat; c. 2, s. 497/ Tefsir-i Burhan; c. 4, s. 30/ Bihar-ul Envar; c. 44, s. 225.
-İmam Muhammed Taki a.s

Kim Can veriri senin gibi canana Ya Huseyn...
Gurban olum senin gibi gurbana Ya Huseyn...

Hz. İbrahim’in İmam Hüseyin aleyhisselam’a döktüğü gözyaşının oğlu İsmail için fidye olduğuna dair…
Hz. İmam Rıza aleyhisselam buyururlar:
“Allah-u Mutaal Halili Hz. İbrahim’e, oğlu İsmail yerine, gönderdiği o koçu kesmesini istediğinde, Hz. İbrahim koçun gönderilmemesini, oğlunu kendi elleriyle keserek musibet ve belalarda sabır edenlere ve yüksek makamlara ulaşabilmeyi arzu ediyordu. Allah-u Teâlâ ona vahiy ederek şöyle buyurdu: “Ey İbrahim! Senin yanında Benim yarattıklarım içinde en muhabbetli olan ve sevdiğin kimdir?”
Arz etti: Rabbim! Senin Habibin olan Muhammed’den (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) başka hiç kimse benim yanımda daha mahbup değildir.
Allah-u Teâlâ buyurdu: “Ey İbrahim! O’nu mu (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) daha çok seviyorsun, yoksa kendini mi?”
Arz etti: O’nu (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) kendimden daha çok seviyorum.
Buyurdu: “O’nun (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) Evladını (aleyhisselam) mı çok seviyorsun, yoksa kendi evladını mı?”
Arz etti: O’nun (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) Evladını (aleyhisselam) daha çok seviyorum.
Buyurdu: “O’nun (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) Evladının (aleyhisselam) zulüm ve sitemle öldürülmesi mi senin kalbini daha çok üzüyor; yoksa evladını kendi ellerinle kesmen mi?”
Arz etti: O’nun (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) düşmanlarca öldürülmesi beni daha çok üzüyor.
Buyurdu: “Ey İbrahim! Kendilerini Muhammed’in (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) ümmetinden sanan bir grup, yakında O’nun (sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem) Evladını (aleyhisselam) şehit edip, koyunu nasıl kesiyorlarsa, O’nun (aleyhisselam) da başını öyle kesecekler. Böylelikle Benim gazap ve azabıma uğrayacaklar.”
Hz. İbrahim bunu işitince çok hüzünlenip üzüldü, o musibeti yâd etmek onun kalbini derde getirip ağlamaya başladı.
Allah-u Teâla ona vahiy etti ki: “Ey İbrahim! Hüseyin’in (aleyhisselam) şehit oluşuna ettiğin bu nale ve feryatları oğlun İsmail’i kendi ellerinle öldürmenin vereceği acı ve musibetin fidyesi olarak karar kıldım ve sana musibete uğramışların sahip olduğu yüce makamı bağışladım.”
Ve bu Allah-u Teâlâ’nın şu buyruğunun tevil ve tefsiridir: “Ve onun yerine, kesilmek üzere büyük bir koç ihsan ettik.” (Saffat, 107).
Yüce Allah’tan başka hiçbir güç ve kudret yoktur.”
Kaynak: Uyunu Ahbar-ur Rıza; c. 1, s. 166/ Cevahir-ul Siniye; s. 251/ Tevil-ul Ayat; c. 2, s. 497/ Tefsir-i Burhan; c. 4, s. 30/ Bihar-ul Envar; c. 44, s. 225.

'Yalnız babam, gardaşsız babam...
Nasıl kıydılar sana, babam Resulullah'ın öptüğü o boynuna...'
Hz Rugeyye (s.a)


***ciğer dağım Kerbela****
bütün dünya bir tarafa
Mevlama olan aşkım bir tarafa
bilir misin kimdir.....
......Aşkıyla herkesi deli_divane eden?
O öyle bir kimse ki......
......Kapısına varan herkes ona el açıyor.
O'nun adı Huseyn'dir..

"En şiddetli düşmanlığı besleyen kalp, kincinin kalbidir!..."
Hz Ali aleyhisselam..

Susuz gibiyim "KERBELA" çölünde"EBELFEZL" in bedeninde kollarının olmadığını düşününce...

HZ.PEYGAMBER S.A.A. VEFAT DÖŞEĞİNDE İKEN EMİR BUYURDULAR Kİ;
''HÜSEYİN'İMİ GETİRİN SİNEMİN ÜSTÜNE BIRAKIN.''
ORADA BULUNAN EHL-İ BEYT İSE;
''EY ALLAH'IN ELÇİSİ ÇOK YORGUNSUNUZ, HÜSEYİN SİZE RAHATSIZLIK VERMESİN.'' DİYE HÜSEYN A.S. GETİRMEKTEN İMTİNA BUYURDULAR.
O KURBAN OLDUĞUM EMRİNDE ISRAR EDİNCE HÜSEYİN A.S.'I HZ.PEYGAMBER S.A.A'NİN SİNESİ ÜSTÜNE BIRAKTILAR.
HZ.PEYGAMBER HÜSEYİN'E SARILDI, ÖPTÜ, KOKLADI VE AĞLAYARAK DEDİ Kİ;
''BU YEZİT OĞLUM HÜSEYİN'DEN NE İSTİYOR.'
((
''HÜSEYİN'İMİ GETİRİN SİNEMİN ÜSTÜNE BIRAKIN.''
ORADA BULUNAN EHL-İ BEYT İSE;
''EY ALLAH'IN ELÇİSİ ÇOK YORGUNSUNUZ, HÜSEYİN SİZE RAHATSIZLIK VERMESİN.'' DİYE HÜSEYN A.S. GETİRMEKTEN İMTİNA BUYURDULAR.
O KURBAN OLDUĞUM EMRİNDE ISRAR EDİNCE HÜSEYİN A.S.'I HZ.PEYGAMBER S.A.A'NİN SİNESİ ÜSTÜNE BIRAKTILAR.
HZ.PEYGAMBER HÜSEYİN'E SARILDI, ÖPTÜ, KOKLADI VE AĞLAYARAK DEDİ Kİ;
''BU YEZİT OĞLUM HÜSEYİN'DEN NE İSTİYOR.'


Yine Akşam oldu, Kalbim gamla doldu.
Aylar geçti Allah'ım, Yine Muharrem geldi.
Başıma karalar bağlayıp, ben sineme vurayım.
Sana kurban olurum Hüseyin'im eyvah !!


Hz. Zeyneb'in Sabrı
Kerbela çölünde yaşanan olaylar Hz. Zeynep (ona selam olsun) için oldukça zor geçmişti:
1. Hz. Zeynep (ona selam olsun) için çok zor geçen olaylardan biri, Hz. Ali Ekber'in (aleyhi selam) öldürülme anıydı. Hz. Zeynep (ona selam olsun) bu esnada yüksek sesle bağırarak şöyle diyordu: “Ya habiba vebne eha!” (Ey kardeşimin oğlu habibim!) ona doğru hızla koşarken yere düştü. İmam

Ya Babel Hevaiç Su Yanında Düşen Goluna Gurban Ağam Ebelfez
Yığılıp ebbasım nehri Fırat üsde
Belim sındı Zeynep elemdar öldü
Boyanıptı gane vefalı serdarın...

Dediler: Namaz uste şehid olan kimdi? Dedim: Hz Əli(ə.s) Dediler: Ruku halinda zəkat verən kimdir? Dedim: Hz Əli(ə.s) Dediler: Qiblən haradir? Dedim: Kebe evi Dediler: En gozel kitab hansidir? Dedim: Qurani-Kerim Dediler: Gozellik nədir? Dedim: Imam Huseyn(ə.s) Dediler: Səbr nədir? Dedim: Xanim Zeyneb(s.ə) Dediler: Qeyret nədir? Dedim: Ebelfezl Abbas
Qeyrətinə Qurban olum Ebelfezl Abbas...
Hüseyn Aşiqi

Sensiz bu dünyanın derdi çekilmez..Cekilmez EBULFAZL...
Kalk gidelim heymelere Ebulfazl..
Zeyneb'in feryatları sensiz dinmez..dinmez...Zeynebin feryatlari her yeri sarmis...
Sen bu çölün güzelisin Ebulfazl..sultanisin
Zalim vurmuş yaralısın Ebulfazl..YARALISIN ALEMDARIM...

Ruhunu dinlendirmek istiyorsan;
çağır ZEYNEB diliyle anası ZEHRA'yı ve tevessül et.Annem de, Zeyneb'in annesi de, Huseyn'in annesi de fark etmez. O duyacaktır seni...

Sensiz bu dünyanın derdi çekilmez..
Kalk gidelim heymelere Ebulfazl..Zeyneb'in feryatları sensiz dinmez..
Sen bu çölün güzelisin Ebulfazl..
Zalim vurmuş yaralısın Ebulfazl..

Ey benim gibi nefis taşıyan dostlarım ..
Dikkat edin!
Dünya arkasını dönmüş gidiyor.
Ahiret ise yüzünü çevirmiş bize doğru geliyor.
İkisinin de taliplileri var.
Siz ahirete talip olun.
Unutmayın:
Bugün amel var hesap yok.
Yarın da hesap var amel yok…
Hazreti Ali (aleyhisselam)

یا کاشِفَ الکَربِ عَن وَجهِ الحُسَینِ اِکشف کَربی بحَقّ اَخیکَ الحُسَینِ »
Ey kardeşi Huseyn'in yüzündeki hüznü gideren Abbas kardeşin Huseyn hatrına benim de hüznümü gider

Başsız bir beden bu…
Üstüne taşlar atılmış
Her tarafından kanlar akıyor.
Birisi koşuyor meydana doğru
O başsız bedenin üstüne kapanıyor.
Başına , dizine vurup “vaah” diyor.
Ağlamaktan beti benzi atmış…
“Kardeşim” diyor
Fatıma’dan izler görünüyor onda
O, Fatıma kızı Zeyneb-i Kubra