Aşuranın Anlamı
Muharrem ayının 10’u Caferi mezhebi mensupları için yas günü. 1371 yıl önce İmam Hüseyin ve 72 yaverinin Kerbela’da şehit edildiği günde anma törenleri düzenleniyor.
17 Aralık 2010 tarihinde Halkalı Aşura Meydanı’nda da 50 bin kişi Hz.Hüseyin’i anmak üzere bir araya geldi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı tören Milliyet gazetesinde “Alkış yerine Salavat” başlığıyla birinci sayfadan verildi.
Milliyet’in haberinde şöyle deniliyor:
“İstanbul’da buz gibi bir gün... Buna rağmen her yaştan binlerce kişi, Halkalı Aşura Meydanı’nda. Muharrem’in 10’u, Caferi mezhebi mensupları için yas günü. Bazıları simsiyah giyimli, bazıları bembeyaz... İlki matemi gösteriyor, diğeri kefenin simgesi. Hepsinin başında kırmızı, sarı, yeşil bantlar: “Ya Hüseyin”, “Ya Zeynep” yazıyor üzerlerinde. Onlar Türkiye’nin Caferi vatandaşları. Sahne kurulmuş olan meydanda yaklaşık 50 bin kişi var. Sahne, 1371 yıl önce Hz. Hüseyin’in öldürüldüğü Kerbela çölüne dönüştürülmüş, her yan kum. Bir aşure töreni ilk kez Türkiye’nin başbakanını ağırlayacak. Hoparlörden mersiyeler duyuluyor, arkasından binlerce kişi bir ağızdan salâvat getiriyor.”
Haberin birkaç yerinde “Aşura”, “Aşure” olarak yazılınca okurlarımızdan Aşura ile Aşure’nin birbirinden çok farklı olduğu yönünde bazı itirazlar geldi.
Öztekin Menli adlı okurumuz şöyle diyor:
“Bir Caferi olarak sizi doğru bilgilendirmek isterim. Haberinizde Aşura Meydanı’nda Aşure Töreni gibi ifadeleriniz yanlıştır. Aşura kelime olarak “onuncu” demektir. Yani Muharrem ayının 10. günü. Bu gün, İmam Hüseyin ve yaverlerinin Kerbela denilen sahrada şehit edildiği gündür. Yani bu bir kutlama değil yastır. Dolayısıyla Aşura’nın Aşure adlı yemekle (tatlı) hiçbir alakası yoktur. Hatta eğer bu yemek sevinç ve kutlama olarak Aşura gününde pişirilirse büyük bir yanlış ve Peygamber efendimiz ile Ehlibeyt’inin hüzün gününde sevinmek anlamına geleceği için bir vebaldir. Caferiler aşure değil helva kavurur.”